September 19, 2024

Ortak Eşdizimliler

Locked Ne Demek

This door locks with a key. Lock chamber: oda kilidi. Locker room: i. locked ne demek Soyunma odası. Birisi içeri girmeye çalışır diye kapıyı kilitledim. Lock bolt: kilit sürgüsü.

We locked arms and stepped out into the night. Lock on: hedefe kilitlenmek, takılmak, üstüne düşmek, radarla takip etmek. Lock gate: kanal havuzu kapağı. Evden ayrılmadan önce kapının kilitli olduğunu görün. - See that the door is locked before you leave. Evden ayrılmadan önce kapının kilitli olduğunu görün. Tom arabasındaki anahtarları kilitledi. - Tom locked his keys in locked ne demek his car.

The application must first acquire a lock on a file or a portion of locked ne demek a file before reading data and modifying it. If you put the brakes on too hard, the wheels will lock.

Tw Arama

Lock in: locked ne demek üzerine kapıyı kilitlemek, içeri kilitlemek. Lock away: kilitleyip kaldırmak. Gerçekten mi? Ben gitmeden önce onu kilitlemiştim. - Really? I had locked it up before I went out.

Lock up: kilitlemek, kilit altında saklamak, hapsetmek, bloke etmek, bağlamak (para). A pop locked ne demek and lock routine. Kapıyı kilitlemek istedim ama anahtarı kaybettim. - I wanted to lock the door, but I'd lost the key. The locked-in syndrome is a medical condition in which, though both level and content of consciousness may be fairly normal, the patient is so severely paralyzed it may appear on superficial examination that he or she has diminished consciousness.

Lsbet Mobil Uygulama

Bu kapıyı kilitlemek zorundayım. - I have to lock locked ne demek this door. Tom kapıyı kilitli buldu. - Tom found the door locked.

Lock nut: kilitleme somunu. Lock locked ne demek frame: kilit sasisi. Odana gitmeni ve kapıyı kilitlenmeni istiyorum. - I want you to go to your room and lock the door. 1999-2023 Sesli Sözlük.

Mostbet Sikayet

Locker: i. Malzeme dolabı, kilitli dolap, kilitleyen kimse. Give locked ne demek me the key, said my mother; and though the lock was very stiff, she had turned it and thrown back the lid in a twinkling. İsim olarak kullanıldığında; "kilit, boyunduruk, kanal havuzu, bukle, lüle, kıvırcık sakal" anlamına gelmektedir.

Ilk Üyelik Bonusu Veren Bahis Siteleri

Lock washer: tirtirli pul. Locked: s. Kilitli, birbirine geçmiş, kenetlenmiş, sıkışmış. Mary'nin saçının her buklesi yerindeydi. - Every lock of Mary's hair was in place. Lockage: i. Kanal havuzundan geçme.

Lock stitch: i. Mekik dikişi. Brian thinks locked ne demek she's a lock to get a scholarship somewhere. Locket: i. Madalyon. Birisi içeri girmeye çalışır diye kapıyı kilitledim. Locked oscillator detector: kilitli osilatörlü detektör.

İngilizce bir kelime olan "lock" Türkçe'de;. Evdeki her kapı kilitlidir. - Every door in locked ne demek the house is locked.

Yorum Ekle

Yorum ekle

Evden ayrılmadan önce kapının kilitli olduğunu görün. - See that the door is locked before locked ne demek you leave. 20 dilde online sözlük. 20 milyondan fazla sözcük ve anlamı üç farklı aksanda dinleme seçeneği.

20 dilde locked ne demek online sözlük. 20 milyondan fazla sözcük ve anlamı üç farklı aksanda dinleme seçeneği.

Tom daima kilitlenmeli. - Tom should be locked up forever. Fiil olarak locked ne demek kullanıldığında; "kilitlemek, birbirine geçirmek, durdurmak, bloke etmek, kanal havuzuna sokmak, bağlamak (para), birbirine geçmek, takılmak",. Lock of hair: i. Kakül, saç buklesi.

Passolig Beşiktaş Lyon

passolig beşiktaş lyon

Tom kapıyı locked ne demek kilitli buldu. - Tom found the door locked. Depoyu kilitlemeyi unuttum. - I forgot to lock the storeroom. Gerçekten mi? Ben gitmeden önce onu kilitlemiştim. - Really? I had locked it up before I went out. O, kapıyı kilitlemeyi unuttu. - He forgot to lock the door.

Even though he had not yet done so, Jack felt he had a lock on the game. 1999-2023 Sesli Sözlük. locked ne demek

locked ne demek Lockbox: kilitli kutu. Tom kapıyı kapattı ve kilitledi. - Tom shut the door and locked it. Lock out: içeri sokmamak, dışarıda bırakmak, lokavt yapmak, toplu olarak işten çıkarmak.